Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GençTurka-Alemin En Güncel Forumu-Eğlence Ve Bilgi Paylaşımı

Giriş yap

Şifremi unuttum

Anahtar-kelime

En son konular

» ..:: Genel Forum Kuralları::..
tarafından Jénq Ptsi Ara. 29, 2008 5:10 pm

» Bölüm Kuralları / Lüften Konu açmadan ve mesaj yazamadan önce burayı okuyunuz
tarafından Jénq Perş. Ara. 25, 2008 5:42 pm

» Başvuru Koşulları ..!
tarafından TurKCodeX Perş. Ara. 25, 2008 3:48 pm

» ..:: Genel Forum Kuralları::..
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:33 pm

» Kur'ân'ın Yazılış Tarihi
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:31 pm

» Namazin Hareketleri Ne Mana Ifade Eder?
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:29 pm

» Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:28 pm

» Cuma Gününde Duâ
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:28 pm

» Dostluk Ve Sevgi
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:27 pm

» Bir Gece Kalkarsınız
tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:27 pm


    Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler

    Jénq
    Jénq
    Admin


    Admin


    Erkek Mesaj Sayısı : 230
    Yaş : 31
    Yer : 'im Séni xD
    Ruh Hali : Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler Gt24
    İfaden : Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler 006aed3132169a94789d00176f40b38c
    Puan Ekleme :
    path="" title="" permalink="">


    Madalya : Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler 57321696nx9
    Kayıt tarihi : 18/12/08

    Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler Empty Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler

    Mesaj tarafından Jénq Çarş. Ara. 24, 2008 6:28 pm

    Amel Defteri Sağından ve Solundan Verilenler



    Allah-u Zülcelal ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

    "Kitabı sağ tarafından verilene gelince: 'Alın, kitabımı okuyun; doğrusu ben, hesabımla karşılacacağımı zaten sezmiştim' der." (Hakka; 19-2O)

    Allah-u Zülcelal başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:

    "Kitabı sol tarafından verilene gelince: 'Keşke bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!' der." (Hakka; 25-26)

    Huzur-u mahşerde ilk önce, herhangi bir cemaatin başına geçip liderlik yapmış olan insan sorguya çekilecektir. Amel defteri onun eline verilince, kitabını cemaatine gösterip: "Alın kitabımı okuyun!" diyecektir. Eğer o cemaatin reisi, onları yönlendiren kimse; Allah-u Zülcelal'in dostu ise, onun sevabı günahından fazla ise, Allah-u Zülcelal onun kitabını eline verecektir, o günah ve sevaplarına bakacaktır.

    Eğer o kimse salih kullardan ise, Allah-u Zülcelal önce ona hatalarını gösterecektir. Hatta İbn-i Abbas (R.A) şöyle anlatıyor: "Alın kitabımı okuyun!" ayetini okuyordum, ama kimlere söylenecek bu, bilmiyordum. Bir gün Hz. Ömer (R.A) ile beraber oturuyorduk. Ka'b (R.A) geldi. Hz. Ömer (R.A) ona: "Ya Ka'b! Duyduğun ve Kuran'da da meali olan bir şeyi anlat bize!" dedi. Ka'b (R.A) bize şunu anlattı: "Kıyamet gününde, bir cemaate liderlik yapmış salih bir kulun kitabı eline verilir. İlk önce Allah-u Zülcelal ona günahlarını gösterecektir. Sevaplarını göstermeyecektir. O kul kendi günahlarını, hatalarını okuyacak: "Ben helak oldum, ben mahvoldum, bu kadar hatalarım vardır." diyecek, sevapları ona gösterilmeyecektir. Onun günahlarının ve hatalarının sonunda: "Dünyadayken tevbekar olduğun, günahlarına tevbe ettiğin için, Ben seni af ve mağfiret ettim." diye bir ibare ile karşılaşacaktır."

    Fakat o kişi kendi hatalarını görürken etrafındaki mü'min kardeşleri onun sadece sevaplarını görecek. Keşke biz de bunun gibi olsaydık; ne mutlu ona sevabı ne kadar çoktur, ne kadar çok salih amel işlemiş diye, ona imrenerek bakacaklar. O, kendi günahını gördüğü gibi, onun günahlarını hiç birisi görmeyecektir. "Ben helak olacağım!" diye düşünürken, onun arkadaşları sadece onun sevaplarını görecekler. Allah-u Zülcelal onu affettikten sonra, kendi cemaatinin yanına gidip: "Alın kitabımı okuyun!" diyecek ve: "Allah-u Zülcelal beni affetti, beni mağfiret etti." diye onlara müjde vererek: "Siz de benimle berabersiniz; Allah-u Zülcelal sizi de affetti, mağfiret etti." diye, hem kendine hem de onlara müjde verecektir.

    Neuzubillah herhangi bir cemaati de delalet veya sapıklık yoluna, şeytan ve günah yoluna yönlendiren bir kişiye ise, Allah-u Zülcelal ilk önce sevaplarını gösterecek, o da sadece sevaplarını görüp, fakat günahlarını hiç görmeyecek. Sevaplarına baktıktan sonra, en sonunda: "Sen Allah'ın gazabına müstahaksın, cehennemine müstahaksın, Allah'ın laneti senin üzerindedir." diye bir yazı ile karşılaşacaktır.

    O zaman yüzü simsiyah kesilecek ve kendini cehennem azabının içinde hissedecektir. Tabi, kendi sevaplarını görürken, günahlarını hiç görmeyecek, onun günahlarını da onun arkadaşları görecek ve ona lanet edecekler. Kitabını alıp kendi arkadaşlarının yanına gidecek ve: "Alın kitabımı okuyun!" diyecek, "Allah-u Zülcelal bana gazaplandı, beni cehennemine müstahak kıldı, sizler de benimle beraberdiniz; sizlere de gazaplanıp, sizleri de cehenneme müstahak kıldı." diyecektir. Ka'b a (R.A) bu ayet-i kerimeyi de böyle açıkladı, onlara izah etti. Onun için dünyadayken kimin peşinden gittiğimize çok dikkat etmeliyiz.

    Eğer o kişi dalalet yolunda gidiyorsa, biz de dalalete sapmışız demektir. Daha önce de anlatıldığı gibi; cemaat lideri salih bir kul ise, Allah-u Zülcelal onu af ve mağfiret ettiği gibi, cemaati de ona uyduklarından dolayı, onları da af ve mağfiret edecektir. Eğer cemaati de onun tavsiyelerine uyup, onun verdiği dersleri yapıp, Allah'ın zikri ve ibadetlerini yapmış iseler, onunla beraber ferahlanacak, müjdelenecektir. Fırsat önümüzde iken, çok iyi değerlendirmemiz lazımdır.

    Ancak insanın nefsi, onu öyle aldatıyor, onunla öyle oynuyor ki; vaktini hep boş işlerle, keyf ve sefayla geçirtiyor. Kendisi namaz kılmıyor; arkadaşı namaz kıldığı zaman, onu beğenmiyor. Biz görüyoruz: "Benim kalbim temizdir, o namaz kılıyor, onun namazı nedir ki?" diye, böyle şeyler söylüyorlar. Kalbi temiz olanın bütün arzuları, titizlikle ince ince Allah-u Zülcelal'in emir ve nehylerine uyar.

    Bakınız!

    Nefs insanı nasıl oyuna getiriyor. "O namaz kılıyor, ama benim kalbim temizdir." dedirtiyor. Birisi Allah için ağlıyor, sızlıyor, yalvarıyor, diğer tarafta nefs insana: "O nedir ki, ben hocayım, ben alimim, ben imamım, ben iyiyim." dedirtiyor ve insanla oynuyor. Bu gibi şeyler insanı mahvediyor, helaka sürüklüyor, neuzubillah. Nasıl ki dünyada bir insan zengindir; malı vardır, serveti vardır. Ve insan: "Benim de onun gibi malım olsun, servetim olsun!" diye düşünüyor, istiyor; onunla yarışıyorsa, ahiret için de öyle olmalıdır. Ahiret içinde birbirimizle yarışmalıyız.

    "Filan adam benden iki rekat fazla namaz kıldı, ben de kılacağım. Filan adam benden fazla vird çekti, ben de fazla çekeyim. O benden şu kadar fazla yapıyor, ben de yapayım." diye, salih amelde birbirimizle yarışmalıyız.
    Diğer türlü, nefs bizi aldatıyor. Kibir, ucup ile bizleri mahvediyor. Nasıl ki dünyalık bir mal için; sadece dünyadayken kullanacağımız, bize ahirette faydası olmayan, dünyadan ayrıldıktan sonra varislerin eline geçecek olan dünya malı için birbirimizle yarışıyorsak, ebedü'l-ebed olan ahiret hayatı için de birbirimizle çok fazla yarışmalıyız. Yoksa nefs insanı cehenneme sürükleyecektir neuzubillah. Onun için nefsimizin hile ve tuzaklarına karşı uyanık olup, daima bizi kurtaracak olan salih amel için çalışmalıyız...

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 3:21 pm